13 Mayıs 2015 Çarşamba

Işık Kirliliği Nedir ?

Işık kirliliği nedir, nasıl önlenir?

Yanlış yerde, miktarda, yönde ve zamanda kullanılan ışığın neden olduğu geniş, ışıldayan ışık kubbesine Işık Kirliliği denir. Özellikle büyük şehirlerimiz tehlike sinyali veriyor.Işık kirliliğinin 4 ana kaynağı vardır:

1. Kamaşan Işık :
Kamaştırıcı ışığa yatay doğrultuda yayımlanan ışık neden olur.

Bu tür yayımlanan yatay ışık, kilometrelerce öteden görülebilir ve bizim karanlığa karşı adaptasyonumuzu azaltır. Kamaştırıcı ışık görüş mesafesini azaltarak sürücü ve yaya güvenliğini de tehlikeye sokar.

Kamaştırıcı ışığı, yüzeyi aydınlatan ışık kaynağının şiddetini azaltarak hafifletebiliriz. Aydınlatılan yüzeyle ışık kaynağı arasındaki açı da bir diğer önemli faktördür. Yatay doğrultuda yayımlanan ışık yere yakın, havanın yoğun olduğu yerlerde, toz parçalarının ve geniş hava moleküllerinin etkisiyle ışığın saçılmasına neden olarak havayı ışıldatır. Bu durumda şehir gözlemcisinin, gökyüzüyle yıldızlar arasındaki karşıtlık azaldığından, yıldızları görmek için hayal gücü kuvvetli olmalıdır!

2. Işık Taşması:
Işığın istenmeyen yere düşmesine ışık taşması denir. Tipik bir örnek olarak evlerimizin önünü ve arka bahçemizi aydınlatmakla yetinmeyerek, yatak odalarımızı bile aydınlatan cadde ışıkları verilebilir. Her ne kadar bazı ev sahiplerinin kendi mülklerini aydınlatma gereksinimleri azaldığı için bu iş hoşlarına gitse de, rahatsız edicidir.

3. Gökyüzü Işıldamaları :
Atmosferdeki atom ve diğer taneciklerin bir sonucudur, fakat bu zayıf, doğal ışık atmosferdeki toz parçacıklarının ve gaz moleküllerinin ışığı saçmasıyla güçlenmektedir.
Kar, gökyüzü ışıldamalarının %80'ini doğrudan gökyüzüne yansıttığı için bu olay mevsimlik bir olay olarak nitelendirilebilir. Şehirlerde doğrudan gökyüzüne yönlendirilmiş ışık kaynakları ile gökyüzü ışıldamaları birleşince, ışık kubbesinin parlaklığı ve menzili büyük oranda artar.

4. Aşırı Miktarda Işık:
Belli bir işin yapılması için gereken aydınlatma miktarını aşan ışıktır. Fazla ışık her zaman iyi aydınlatma demek değildir.
Işık Kirliliğinin Hızlı Büyümesinin Sebepleri
· Park, bahçe ve spor alanlarının aydınlatılmasında, estetik olduğu düşüncesiyle küresel lambaların kullanılması.
· Işığın suçu engellediğine dair inanış.
· Güçlü ışığın iyi aydınlattığına dair inanış.
· Sosyal yaşamın geceye kayması.
· Binaların iç aydınlatmasından taşan ışıklar.
· Turistlik tesislerin ve binaların dış cephe aydınlatmaları.
· Işıklı reklam ve ilan panoları.

Umursamazlık ve Gereksiz Aydınlatmanın Kurbanları
Yapılan bir araştırmaya göre kötü aydınlatmadan dolayı enerji kaybının neden olduğu zarar ABD'de her yıl 1-2 milyar dolardır. Bu değer Türkiye için yaklaşık 10 milyon dolardır.
Ayrıca kötü aydınlatma yüzünden bilimsel yönden de nitelikli gözlemler yapılamamaktadır. Hatta bir çok gözlemevi bu nedenle kapatılmaktadır.
Doğal hayat da kötü aydınlatmadan kendi payını almaktadır. Özellikle göçmen kuşlar, kötü hava koşullarında alçaktan uçarlarken, gökdelen ve deniz fenerleri gibi yüksek yapıların çekici ışıklarına kapılarak, etraflarında yorulup düşene kadar dönerler ya da doğrudan bu yapılara çarparak can verirler.
Denize ulaşmak için deniz ile kara arasındaki aydınlık farkını kullanan kaplumbağalar da ışık kirliliği sayesinde denize bir daha dönemeyerek hayatlarından olmaktadırlar.
Avustralya'da yapılan bir araştırmaya göre de mercanlar, üzerlerine düşen aşırı ışık yüzünden kendilerine renklerini veren mikroskobik bitkileri reddetmekte, beyazlaşmaktadırlar.

Doğru Aydınlatma

Gökbiliminde, gece gökyüzünün karanlık olması bir zorunluluktur. Yapay ışıklandırma gece gökyüzünün arka alanını parlatma eğilimindedir. Bu yapay parlaklık gökyüzünün görünümünü bozar. Birçok insan ilginç gökcisimleri bir yana, Samanyolu'nu bile görememiştir. Gece dış aydınlatmada kullanılacak lambalar bu bakımdan çok önemlidir.
Çevreye en az zararla işini iyi yapan aydınlatmaya doğru aydınlatma denir. İyi aydınlatmada göz kamaştırıcı lambayı göremezsiniz; yalnızca aydınlatılan alanı görürsünüz. Gereksiz ve aşırı güç kaynakları kullanılmadığından iyi aydınlatmada gözü alan bir parlaklık oluşmaz. Böylece kentlerde ışık kirliliği de mümkün olan en az seviyede yaşanır.

Alınabilecek Önlemler

· Park ve bahçelerde dekoratif amaçlı kullanılan küre tipi armatürler yerine, bulundukları yatay düzlemin üst tarafına ışık saçmayan, perdeli aydınlatma lambaları kullanmalıyız.
· Bina dış cephe, reklam ve ilan panolarının aydınlatılması yukarıdan aşağıya doğru yapılmalı.
· Bazı park alanlarında çok kısa direklerin üzerinde çok yoğun ışıklı projektörler kullanılmaktadır. Bu tip projektörler en az 15 m yükseklikteki direkler üzerinde uygun açılarla yönlendirilerek kullanılmalı.
· İki yanında binaların bulunduğu cadde ve sokaklarda enine çelik halat askı sistemine takılan ve sadece yola ışık gönderen armatürler kullanılmalı.
· Güvenlik amaçlı aydınlatmalarda harekete duyarlı, kendini otomatik olarak açan sistemler kullanmalıyız. Bu sistemler elle de kullanılabilmektedir. Böylece enerji giderimizi azalttığımız gibi ışığın caydırıcı etkisinden yararlanabiliriz. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki göğü aydınlatma, suç işlemeyi engellemiyor. Suçun nedeni ışık ya da karanlık değildir. Suçlular gökte aranmamalıdır!
· TSE standartlarını yeniden belirleyerek üretilecek yeni lamba ve armatürlere uygulamalıyız.
· Hangi çeşit lambaların nerelerde kullanılacağını kurallara bağlayarak, yasal önlemler almalıyız.
· Vitrin aydınlatmalarında zamanlayıcılar kullanmalıyız, ışık kaynakları gece 11'den sonra otomatik olarak kapanabilmeli.
· Gözlemevlerimizin bulunduğu bölgelerde ışık kirliliğine karşı belli bir koruma alanı belirleyerek bu bölgeler için daha sıkı yasa ve yönetmelikler uygulamalıyız. Örneğin Arizona'daki Kitt Peak Ulusal Gözlemevi'nin ise 35 millik yarıçapa sahip bir çember koruma alanı bulunmakta.
· Renk ayrımının önemsiz olduğu yerlerde düşük basınçlı sodyum lambalarını tercih etmeliyiz.

Neden Düşük Basınçlı Sodyum Lambası ?

Çünkü;
· En verimli ışık kaynakları düşük basınçlı sodyum lambalarıdır.
· Harcanan enerji başına en az 3 kat daha fazla ışık üretirler. Böylece %30'un üzerinde enerji tasarrufu mümkündür.
· Yüksek basınçlı sodyum lambaları gibi soluk ve bulanık ışık vermezler.
· Düşük basınçlı sodyum buharlı lambanın ışık rengi altın sarısı olup, tek renkli bir ışınlamadır. Bu nedenle saçılan ışıklar tek bir filtre ile elimine edilebildiğinden, astronomik gözlem koşulları açısından da en iyi lamba grubu düşük basınçlı sodyum lambalardır.

Kayıplarımız

Amatör gökbilimciler dahil çoğu kişi gece gökyüzünün doğal halinin ve neler kaybettiğimizin farkındadırlar.

Işık kirliliği kentleşmenin kaçınılmaz bir sonucu değildir. Elbette caddeleri, sokakları, evlerimizin çevresini aydınlatacağız. Gökbilimciler de herkes gibi nitelikli aydınlatmaya ihtiyaç duyarlar. Sorun aydınlatmada değil, kötü ve savurgan aydınlatmadadır. Savurgan aydınlatma boşa giden enerji, boşa giden yakıt kaynakları, boşa giden vergiler ve boşa giden karanlık gökyüzüdür. Ayrıca boşa giden enerji üretilirken çevre kirliliği de yapmaktadır.

Oysa kötü aydınlatmadan dolayı israf edilen paranın yüzde biri bile toplumu ışık kirliliğine karşı bilinçlendirmeye ayrılsa sorunun büyük bir kısmı çözülmüş olacaktır. Toplumu bilinçlendirmenin önemini fark eden Yunanistan ve Macaristan'da ilk ve orta öğretim öğrencilerine ve öğretmenlerine konunun önemini öğretmek, bilinçli ve duyarlı bir toplum yetiştirmek amaçlı çalışmalar devam etmektedir.

Günümüzde birçok ülke ışık kirliliğini sınırlandırmak için yasal düzenlemeler yapma yoluna gitmektedir. Bu amaçla büyük gözlemevlerinin bulunduğu Kanarya adaları, ABD'deki Arizona, Maine ve Texas eyaletleri özel yasalarla koruma altına alınmıştır. Bunların amacı, ışığın nerede lazımsa orada kullanılması, gece güvenliğinin ve iyi görme koşullarının sağlanması, gökyüzünün karanlık kalması ve böylece enerjiden tasarruf edilmesidir.

Türkiye'de ışık kirliliğine karşı böyle bir uygulama şimdilik yok. Ama 1988 yılında kurulan Işık Kirliliği Çalışma Grubu çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürmektedir. Çalışmaların özellikle yoğunlaştığı kent Antalya'dır.
Türkiye'nin en büyük gözlemevi, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi (TUG) için 1979-1986 yıllarını kapsayan yer seçimi çalışması sonunda, 2500 m yüksekliğindeki Antalya- Bakırlıtepe'de karar kılındığı zaman ışık kirliliğinden etkilenmeyen TUG, bugün genişleyen Antalya'nın ışıklarını doğrudan görmektedir. Bunun sonucu olarak da Bakılıtepe'den bakıldığında gök parlaklığı, doğal gök parlaklığına göre %27 daha fazladır.

Doğru aydınlatmayla ışık kirliliğinin üstesinden gelinebilir. Fakat bir önlem alınmaz ve yerel yönetimler bu konuda duyarsız kalırlarsa, şehir çocuklarının çoğunun gece gökyüzünde ufuktan ufka uzanan Samanyolu'nu görme şansı olmayacaktır.


kAYNAK: Tubitak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder